Son Eklenen Bültenler
TARİFENİN YORUMU İLE İLGİLİ GENEL KURALLAR ÜZERİNE
TARİFENİN YORUMU İLE İLGİLİ GENEL KURALLAR ÜZERİNE
TARİFENİN YORUMU İLE İLGİLİ GENEL KURALLAR ÜZERİNE
Gümrük Camiasının eski mensupları mevzuatın geniş kapsamı ve karmaşıklığına vurgu yapmak istediklerinde “Gümrük mevzuatını en iyi Cemal ERBAY bilirdi, O dahi üçte birini bilirdi” derler. Bu söz yalnızca mevzuata değil, bilaistisna tüm gümrük camiasının sitayişle andığı nadir insanlardan rahmetli Müsteşar Yardımcımız Cemal ERBAY’ın genç kuşak personel tarafından örnek alınması gereken kişiliğine de atıf yapıyor. Biz de aziz hatırasını hayırla yâd ediyoruz.
Bu yazımızda çok kapsamlı ve karmaşık mevzuatımızın bazen “deliye pösteki saydıran” cinsten kısımlarına değil, bulmaca çözmek gibi keyifli bir uğraş olan tarife bilgisine değineceğiz. Herhangi bir eşyanın tarifede yerini bulmak ve sınıflandırmak eğlenceli olmakla birlikte, defalarca okunsa da anlaşılması zaman alan “Tarifenin Genel Yorum Kuralları”nın(GYK) da yorumlanması ve tartışılmasının gerekli olduğunu düşünüyoruz. Yazının konusunu GYK’nın oluşturması fikri ise sevgili dostum Osman ERDOĞAN’ın yeni projesi olan PC Gümrük Danışmanlığına yaptığım fikri katkılar sonucu ortaya çıktı.
Dünyada ticarete konu tüm eşyanın yer aldığı tarife cetveli ve eşyanın bu cetvelde nasıl ve nerede sınıflandırılacağı konusu uzmanlık bilgisi gerektiren özel bir alandır. Tarife bilgisinin gerekliliği ve önemi üzerine çok şey söylenebilir. Fakat biz sözü fazla uzatmadan ve yazımızı mevzuat metinlerine boğmadan “Tarifenin Yorumu İle İlgili Genel Kurallar”ın sınıflandırma kararlarında çokça kullanım örneği olan kurallarından ziyade, yorum farklılıklarını ortaya koyan değişik örneklerle bazı kurallarını tartışmaya çalışacağız.
Her ne kadar yazımızı mevzuat metinlerine boğmak istemesek de üzerinde tartışacağımız “Tarifenin Yorumu İle İlgili Genel Kuralları” buraya alıntılamak zorundayız:
TARİFENİN YORUMU İLE İLGİLİ GENEL KURALLAR
Tarifenin uygulanmasında aşağıdaki kurallara uyulacaktır:
1. Bölüm, fasıl ve tali fasıl başlıkları sadece gösterici niteliktedir; yasal amaçlar için eşyanın tarifedeki yerinin saptanması, pozisyon metinlerine, ilgili herhangi bir bölüm veya fasıl notuna ve bu pozisyonlar veya notlar hükümlerinde aksi belirtilmedikçe, aşağıdaki kurallara göre yapılır.
2. (a) Tarifenin belirli bir pozisyonunda herhangi bir eşyaya yapılan bir atıf, bu eşyanın imali bitirilmemiş veya aksamı tamamlanmamış olanlarını da kapsar. Şu kadar ki, bu gibi imali bitirilmemiş veya aksamı tamamlanmamış eşyanın gümrüğe sunulduğunda, imali bitirilmiş veya aksamı tamamlanmış eşyanın ayırt edici niteliğini içermesi gerekir. Böyle bir atıf, imali bitirilmiş veya aksamı tamamlanmış eşya ile, yukarıdaki hükme göre böyle sayılan eşyanın sökülerek veya monte edilmeden getirilmiş olanlarını da içine alır.
(b) Tarifenin belirli bir pozisyonunda herhangi bir maddeye yapılan atıf, bu maddenin karışımlarını, bileşimlerini ve diğer maddelerle birleştirilmiş veya karıştırılmış hallerini de içine alır. Aynı şekilde, belirli bir maddeden mamul bir eşyaya yapılan herhangi bir atıf, tamamen veya kısmen bu maddeden mamul eşyayı da içine alır. Birden fazla maddeden meydana gelen eşyanın tarifedeki yeri, aşağıda (3) numaralı kuralda belirtilen prensiplere göre saptanır.
3. (2-b) Numaralı kuralın uygulanması nedeniyle veya başka herhangi bir nedenle eşyanın ilk bakışta iki veya daha fazla pozisyonda sınıflandırılabilmesi halinde o eşyanın tarifedeki yerinin saptanması aşağıdaki şekilde yapılır:
(a) Eşyayı en özel şekilde tanımlayan pozisyon, daha genel şekilde tanımlayan pozisyona göre öncelik alır. Bununla beraber, iki veya daha fazla pozisyonun her birinin, birbirleriyle karıştırılmış veya birleştirilmiş eşyanın sadece birine ya da perakende satılacak hale getirilmiş takımın sadece bir parçasına atıfta bulunması halinde, bu pozisyonların, pozisyonların birisi eşyanın tam ve kesin tanımını verse bile, söz konusu eşyayı eşit derecede özel şekilde tanımladığı mütalaa edilir.
(b) (3-a) Kuralının uygulanmasıyla, tarifedeki yeri tayin edilemeyen bileşik ürünlerin ve çeşitli maddelerden oluşan veya çeşitli eşyanın birleşmesiyle meydana gelen mamuller ile perakende satılacak hale getirilmiş takım halinde bulunan eşyanın tarifedeki yeri, bunlara esas niteliğini veren madde veya eşya saptanabildiği takdirde buna göre bulunur.
(c) (3-a) veya (3-b) kuralları uyarınca tarifedeki yeri saptanamayan eşya, her biri geçerli olabilecek pozisyonların numara sırasına göre sonuncusunda mütalaa edilecektir.
4. Yukarıdaki Kurallara uygun olarak sınıflandırılmayan eşya, bu eşyaya en çok benzeyen eşyanın bulunduğu pozisyonda sınıflandırılır.
5. Yukarıda belirtilen hükümlere ilaveten, aşağıdaki eşya konusunda şu kurallar uygulanır:
(a) Fotoğraf makinası mahfazası, müzik aleti mahfazası, silah mahfazası, çizim aleti kutuları, kolye kutuları ve benzeri kutular, özellikle belli bir eşyaya veya takım halindeki eşyaya göre şekil verilmiş veya bu eşyaya uygun olarak yapılmış olup uzun süre kullanılmaya uygun ve ait oldukları eşya ile birlikte ithal edilen kutular, normal olarak bu eşya ile birlikte satılan türde iseler, beraber satıldıkları eşya ile birlikte sınıflandırılırlar. Ancak bu Kural, bir bütün olarak esas niteliği mahfaza olan eşyaya uygulanmaz.
(b) Yukarıda 5 (a) kuralındaki hükümler saklı kalmak şartıyla, içindeki eşya ile birlikte sunulan ambalaj maddeleri ve ambalaj mahfazaları bu eşyanın ambalajında normal olarak kullanılan türden ambalaj maddeleri olmaları şartıyla bu eşya ile beraber sınıflandırılırlar. Bununla beraber, bu tür ambalaj maddeleri veya ambalaj mahfazalarının, sürekli kullanıma elverişli olduklarının açıkça belli olması halinde bu hüküm uygulanmaz.
6. Yasal amaçlar için, eşyanın bir pozisyonun alt pozisyonlarında sınıflandırılması, sadece aynı seviyedeki alt pozisyonların mukayese edilebilirliği dikkate alınarak, bu alt pozisyonlardaki şartlar ile bu pozisyonla ilgili alt pozisyon notlarına ve gerekli değişiklikler yapılmış olarak, yukarıdaki kurallara göre saptanacaktır.
Metinde aksi belirtilmedikçe bu kuralın tatbikinde, ilgili Bölüm ve Fasıl Notları da, uygulanır.
Kabul etmek gerekir ki, uluslararası ticarete konu tüm eşyaların tarife cetvelinde ismen zikredilmesi ve tanımlanması beklenemez. Altı haneli kodlamadan oluşan Armonize Sistem Nomanklatüründe yer alan pozisyon ve altpozisyon tanımları yaklaşık 5000 eşyayı karşılamaktadır. Sekiz haneli kodlama sisteminden oluşan AB Kombine Nomanklatüründe ise yaklaşık 21000 eşya karşılığını bulmaktadır. Oysa dünyada ticarete konu olan eşya çeşidi bahis konusu rakamlarla kıyas kabul etmeyecek kadar fazladır. Bu durumda eşyayı nasıl sınıflandıracağız, tarife cetvelindeki yerini nasıl bulacağız sorusu karşımıza çıkmaktadır.
Uzmanlık gerektiren özel bir alan olduğunu vurguladığımız tarife bilgisini haiz bir kişiyle, mesleki olarak tarife bilgisini haiz olmayan ya da bu konuda yetkinliği olmayan bir kişinin herhangi bir eşyanın tarife cetvelindeki yerini araması arasında fark vardır. Tarife bilgisini haiz bir kişi genellikle eşyanın hangi fasıl ya da fasıllarda yer alabileceğini söyleyecektir. Eşyanın hangi fasılda yer aldığını bilmese bile eşyayı aramak üzere eline aldığı basılı bir tarife cetveli kitabında eşyanın sınıflandırıldığı yere yakın bir sayfayı doğrudan açacaktır. Eşyanın, kitabın baş, orta veya son kısımlarından hangisine yakın yerde olduğunu bilir. Örneğin; Bir tekstil ürününü aramak üzere kitabı eline aldığında baş veya son sayfaları değil kitabın ortasını açacaktır. Gıda maddelerini kitabın ortası veya sonuna yakın yerlerde, elektrikli bir cihazı da baş veya orta kısmında aramayacaktır. Hangi eşyayı nerede araması gerektiği bilgisi aşağıda bahsedeceğimiz tarifenin temel mantığını bilmesinin yanı sıra tarifeyle epeyce haşır neşir olduğunun göstergesidir.
Herhangi bir eşyanın tarife cetvelindeki yerini saptamaya çalışırken bir mantık silsilesi kullanmalıyız. Çünkü tarife cetveli hazırlanırken eşyalar belirli bir mantıksal dizilimle sıralanmıştır. Bu mantıksal dizilim kaba bir tabirle “HAM OLANDAN İŞLENMİŞ OLANA” doğrudur. Başka bir ifadeyle eşyanın doğada mevcut yalın halleri tarifenin baş taraflarında; işlenmiş, çeşitli işlem ve süreçlerden geçerek imal edilmiş daha komplike eşya ise tarifenin sonraki bölüm ve fasıllarında yer alır.
Örneğin; CANLI AĞAÇLAR 6’ncı fasılda, ağaçlardan elde edilen AHŞAP EŞYA 44’üncü fasılda, Ağaçlar ve ağaç eşyadan elde edilen ODUN HAMURU 47’nci fasılda, odun hamurundan elde edilen KAĞIT 48’inci fasılda, kağıda basılan KİTAPLAR ise 49’uncu fasılda sınıflandırılır. Aynı mantıksal dizilim bölüm ve fasılların kendi içlerinde de geçerlidir. Ancak istisnalar da vardır. Tarife bilgisini zamanla geliştiren kişiler 96’ncı fasılın deyim yerindeyse “aykırı” olduğunu fark ederler.
Tarifenin halihazırdaki hali elbette mükemmel değildir ve sürekli değişim ve gelişim göstermektedir. Temel mantık silsilesine aykırı sınıflandırmalar geçmişte olmuştu halen de mevcuttur. Örneğin bilgisayar monitörleri 2007 yılına kadar 84.71 tarife pozisyonunda sınıflandırılmaktaydı. 2007 yılından itibaren 85.28 tarife pozisyonunda sınıflandırılmaya başladı. Bu değişiklik yapılmadan önce DİVAN dergisinde tarife üzerine yayınlanan bir yazımızda bilgisayar monitörlerinin 85.28 tarife pozisyonunda sınıflandırılması gerektiğini belirtmiştik. Bugün de aynı şekilde “Otomatik Bilgi İşlem Makinaları” yani bilgisayarların neden 85’inci fasılda değil de ısrarla 84’üncü fasılda sınıflandırılmaya devam edilmesinin mantıklı bir açıklamasının olmadığını söylüyoruz.
Bundan 65 yıl önce tonlarca ağırlıktaki ENIAC gibi bilgisayarların veya 1970’li yılların sonunda ODTÜ’de bulunan ve Fortran IV dersinde yakından tanık olduğumuz delikli kartlarla çalışan bilgisayarların hareketli mekanik parçalarının çokluğu, bu eşyanın zamanında 84’üncü fasılda sınıflandırılmasını açıklıyor. Ancak günümüzde SSD sabit disklerin yaygınlaşmasıyla birlikte soğutma amaçlı fanlar haricinde mekanik bir hareketi olan parçası kalmayan tamamen elektronik bilgisayarlar ve giriş-çıkış birimlerinin 84’üncü fasılda sınıflandırılmaya devam edilmesi mantıklı değil.
Tarife bilgisi olmayan ya da bu konuda yetkin olmayan bir insan tarife cetveli kitabını eline aldığında ona en çok yardımcı olacak kısım doğal olarak “Bölüm ve Fasıl Başlıkları”nın yer aldığı “İÇİNDEKİLER” sayfaları olacaktır. Günümüzde tarife cetvelinin kâğıt olarak basılı formatını bulmak da zordur. Artık her bilgi elektronik ortama taşınmakta ve çoğunlukla “içindekiler” sayfası da elektronik ortama aktarılmamaktadır. Bunun nedeni Tarife bilgisini mesleki olarak bilmek zorunda olan kişilerin artık bölüm ve fasıl başlıkları listesine pek de ihtiyaç duymamaları olabilir. Tarifenin mantığını kavramadan elektronik ortamda eşya fihristinden veya CTRL+F tuşları ile eşya aramak çok yanıltıcı sonuçlara götürebilir. Tarife bilgisini mesleki olarak bilmek zorunda olan kişiler eşyanın sınıflandırılmasında içindekiler sayfasında yer alan Bölüm ve Fasıl başlıklarının sadece yön ve yol gösterdiğini yasal amaçlar için eşyanın tarifedeki yerinin saptanmasında kullanılamayacağını bilirler.
Tarifenin Yorumu ile İlgili Genel Kurallar (GYK) 1
Tarifenin Yorumu İle İlgili Genel Kurallardan (GYK) 1 Nolu kural her ne kadar yorum kuralı olsa da diğer kurallara nazaran; yoruma pek de gerek bıraktırmayan katı bir metindir. Çünkü GYK 1`de eşya özetle:
-Ya pozisyon metinlerinde ismen geçmekte, tanımlanmakta veya tarif edilmekte,
-Ya da Bölüm veya Fasıl notlarında ismen geçmekte, tanımlanmakta, tarif edilmekte, hariç tutulmakta veya nerede olduğuna işaret edilmektedir.
GYK 1 her zaman en öncelikli yorum kuralıdır. Diğer kurallara, bahsi geçen pozisyonlar veya notlar hükümlerinde aksi bir durum, tanım veya tarif belirtilmedikçe geçilebileceği şartının da unutulmaması gerekir.
Tarife Cetveli`nin Yorumu ile İlgili Genel Kurallar (GYK) 1 no`lu kural gereği bölüm, fasıl ve tali fasıl başlıkları sadece gösterici nitelikte olup, yasal amaçlar için kullanılamaz, hukuki açıdan bağlayıcılığı yoktur. Burada geçen “gösterici” ifadesi tek başına kullanıldığında neyi gösterdiği belli olmayan bir anlam taşıyor. “Gösterici” yerine “yol gösterici” olsaydı veya Dünya Gümrük Örgütü orijinal İngilizce metninde olduğu gibi “referans” olarak çevrilseydi daha anlaşılır olabilirdi. ATA karnesinde olduğu gibi yine Fransızca çeviri baskın çıkmış gibi görünüyor.
1 Nolu GYK`ndan da anlaşılacağı gibi bir eşyanın bölüm, fasıl ve tali fasıl başlığında ismen yer alması yasal amaçlar için sınıflandırmaya yetmemekte, eşyanın nerede bulunabileceğine dair bir nevi yol göstermektedir. Bölüm, fasıl ve tali fasıl başlıklarının sadece yol gösterici nitelikte olmasını bir tebligat için adres ararken bulmaya yardımcı ana yönler, ana yollar ve tali yollar olarak tasavvur edebiliriz. Tebligatın yasal olarak geçerli olabilmesi tam adresine ulaşılıp tebliğ edilmesiyle mümkündür. Bölüm, fasıl ve tali fasıl başlıkları yasal amaçlar için sınıflandırma yapmak için değildir. Eşyanın sınıflandırılmasında sadece yön ve yol gösterici olarak düşünülmelidir. Eşyanın sınıflandırılmasında pozisyon metinleri, bölüm veya fasıl notları ve tarifenin yorum kuralları yasal olarak bağlayıcıdır.
Tebligat Kanunu’na uygun yasal olarak geçerli bir tebligat yapabilmek için adres tespiti örneğimize dönersek, hayali bir isim ve adres tasarlayarak Ankara İli, Gölbaşı ilçesi, Kuzucubelen mevkiinde ikamet ettiğini bildiğimiz Mehmet Kuzucubelenli isimli bir kişiye ödeme emri tebliğ edileceğini varsayalım. Bu örnekte İli Bölüm başlığı, İlçeyi fasıl başlığı, mevkiyi ise tali fasıl başlığı gibi telakki edip, mesafe kaydetsek de elimizdeki bilgiler yasal bir tebligat için yeterli değildir. Mahalle, sokak, bina ve daire numarası gibi yasal olarak geçerli bir tebligat yapabilmek için daha fazla ayrıntı içeren adres bilgisine ihtiyacımız vardır.
Fasıl başlıkları yol gösterici olduğu gibi hiç fikir vermeyebilirde. Bu duruma güzel bir örnek Gümrüklerde en çok rastlanan eşyalardan olan konteynerlerin yer aldığı 86’ıncı fasıl başlığıdır:
FASIL 86
DEMİRYOLU VE BENZERİ HATLARA AİT TAŞITLAR VE MALZEMELER VE BUNLARIN AKSAM VE PARÇALARI; HER TÜRLÜ MEKANİK (ELEKTRO MEKANİK OLANLAR DAHİL) TRAFİK SİNYALİZASYON CİHAZLARI
Fasıl başlığına bakarak fasılın demiryolu taşıt ve malzemelerini kapsadığı, konteynerlerle ilgili hiçbir referans, yol gösterme ve ipucu içermediği sonucuna ulaşabiliriz. Oysa konteynerler 86.09 tarife pozisyonunda ismen yer alırlar.
Fotoğraf-1 Konteyner
Tarifenin Yorum Kurallarını ve hiyerarşisini kolaylıkla akılda kalabilmesi için aşağıdaki gibi özetleyebiliriz.
GYK 1 Pozisyon Metinleri, Bölüm ve Fasıl Notları
GYK 2(a) Natamam Eşya; Demonte Eşya (Ayırt edici nitelik)
GYK 2(b) Karışımlar, Bileşimler
GYK 3 2 veya daha fazla pozisyonda yer alan eşya
GYK 3(a) En özel şekilde niteleyen
GYK 3(b) Esas nitelik
GYK 3(c) Son numara
GYK 4 En benzer eşya
GYK 5(a) Özel mahfazalar
GYK 5(b) Paketleme ambalajları
GYK 6 Altpozisyon kuralı
GENEL YORUM KURALI 2
Tarifenin Yorumu İle İlgili Genel Kurallar söz konusu olduğunda üzerinde görüş birliğine varılamayan yorumlar yapılacaksa bu genellikle GYK 2`nci kural ile birlikte başlayacaktır. Sınıflandırma kararları ve bağlayıcı tarife bilgileri genellikle GYK 1 ve GYK 6 kullanılarak verilse de görüş ve yorum farklılıkları GYK 2 ve GYK 3’de olduğu kadar fazla değildir. Herhangi bir Gümrük İdaresinin Muayene Kurulundan tutun da Gümrük İşbirliği Konseyi Armonize Sistem Komitesine varana kadar sınıflandırmaya ilişkin yapılan tartışmalar genellikle GYK 2 ve devamındaki kurallar etrafında gerçekleşir. Yine çoğunlukla görüş birliği, oybirliği sağlanamaz ve görüş çokluğu, oyçokluğu ile tarife tespiti tartışmalı olan eşyalar hakkında bir karara varılır.
GYK 2`de gerçekten bir yorum safhasına geçilmekte ve yorumlamayı sağlayan, dayanak noktası oluşturan temel kavram ve terimler de karşımıza çıkmaya başlamaktadır. "AYIRT EDİCİ NİTELİK" (Asıl özelliklerine sahip olma) da bu kavramların başta gelenidir.
Bir eşyanın "AYIRT EDİCİ NİTELİK"inin ne olduğuna öncelikle KARAR vermek gerekir ki, bu da ancak YORUM ile mümkündür.
GYK 2(a) özetle 2 tür eşyayı açıklar:
NATAMAM EŞYA (Tamamlanmamış, imali bitmemiş, belki imalat aşamalarının yarısını geçmiş, belki yarısına bile gelmemiş, belki %90`ı bitmiş) Örneğin: Mesleğe ilk başladığım 1994 yılında Gümrükler Genel Müdürlüğü Tarife Şubesindeki 18 ay çalışma dönemimden hatırladığım kadarıyla; Sanayi Bakanlığı tüplü televizyon alıcı cihazlarının baskılı devre kartları üzerinde yalnızca güç kaynağı ve TV Tunerinin bulunmasının eşyanın TV alıcı cihazı sayılması için yeterli olduğu, mümeyyiz vasfını haiz olduğu yönünde Gümrükler Genel Müdürlüğü’ne görüş bildirmişti. Üzerinde tuner ve güç kaynağı bulunan ve TV cihazının hacim, ağırlık ve imalat aşamaları içinde oldukça küçük bir yer kaplayan, en fazla A4 kağıt boyutundaki baskılı devre kartı (Lehim banyosundan geçirilmiş empirye şasi tabiri kullanılıyordu) 85.28 tarife pozisyonunda imali bitmiş bir TV alıcı cihazı olarak addedilmiş ve sınıflandırılmıştı.
2(a) Genel Yorum Kuralına göre sınıflandırılabilecek eşyaya örnek olarak plastik damacana preformları verilebilir.
Fotoğraf-2 Preform
2- DEMONTE EŞYA (Sökülmüş vaziyette, monte edilip de son şeklini almamış)
Her iki durum için de GYK 2(a) kısaca şunu söyler:
Natamam eşya da Demonte eşya da nihai şeklini almış eşya gibi değerlendirilmelidir. ANCAK;
NATAMAM EŞYA VE DEMONTE EŞYA, İMALİ BİTMİŞ VE NİHAİ ŞEKLİNİ ALMIŞ EŞYANIN AYIRT EDİCİ NİTELİĞİNİ İÇERMELİDİR.
İmali bitmemiş bir eşyanın imali bitmiş bir eşya gibi telakki edilmesi şartı eşyanın kıymet, ağırlık ve cinsinden ziyade, ayırt edici niteliğini haiz olup olmamasıyla ilgilidir.
Yeri gelmişken eskilerin "MÜMEYYİZ VASFINI HAİZ" dediği kavramın yalnızca GYK 3(b) ile değil, GYK 2(a)’yı açıklarken de kullanılması gerektiği görüşünde olduğumuzu burada vurgulayalım. Esasen AYIRT EDİCİ NİTELİK ve ESAS NİTELİK kavramlarının Tarifenin Yorumu İle İlgili Genel Kurallar bağlamında eşyanın rüşt ispatı benzeri bir anlama karşılık geldiğini belirtmekte fayda var.
GENEL YORUM KURALI 3
Tarifenin Yorumu İle İlgili Genel Kurallardan (GYK) 3`üncü kural söz konusu olduğunda aşağıdaki önemli kavram/terimler karşımıza çıkmaktadır;
1-"İLK BAKIŞTA"
2-"EŞYAYI EN ÖZEL TANIMLAMA"
3-"ESAS NİTELİK" (Esas/Asli Karakter)
4- "SON NUMARA"
Üzerinde pek durulmasa da "İLK BAKIŞTA" kavramı GYK 3’den ayrı düşünülemez. Herhangi bir eşyanın İLK BAKIŞTA birden fazla pozisyonda sınıflandırılabileceğini görüyorsak GYK 3 devreye girmektedir.
Eşyanın İLK BAKIŞTA birden fazla pozisyonda değerlendirilebilmesi; birbirleriyle karıştırılmış veya birleştirilmiş veya bileşik veya perakende satılacak hale getirilmiş takım olması halinde söz konusu olabilmektedir.
Bu noktada İLK BAKIŞTA GYK 3 ile sınıflandırılmaya uygun gibi görünen bir eşyayı inceleyelim:
Fotoğraf-3 Dikiş Seti
Eşyamız seyahat dikiş seti ve içinde ilk bakışta farklı tarife pozisyonlarında sınıflandırılabilecek çok çeşitli eşya içeriyor. Set halindeki bu eşyanın tarife pozisyonunu bulabilmek için 3 Nolu GYK kullanılması gerekirmiş gibi görünüyor.
GYK 3(a) "Eşyayı en özel şekilde tanımlayan pozisyon, daha genel şekilde tanımlayan pozisyona göre öncelik alır." kuralından hareketle eşyayı en özel şekilde niteleyen pozisyonu arasak da örnek eşyamız olan seyahat dikiş setinde diğerlerine göre öncelik alacak belirgin bir eşya ve pozisyon öne çıkmıyor.
GYK 3(b) "...perakende satılacak hale getirilmiş takım halinde bulunan eşyanın tarifedeki yeri, bunlara esas niteliğini veren madde veya eşya saptanabildiği takdirde buna göre bulunur." kuralından hareketle eşyaya esas niteliğini verecek belirgin bir madde veya eşya da öne çıkmıyor.
GYK 3(c) "(3-a) veya (3-b) kuralları uyarınca tarifedeki yeri saptanamayan eşya, her biri geçerli olabilecek pozisyonların numara sırasına göre sonuncusunda mütalaa edilecektir." kuralından hareketle set içindeki her eşyanın tarife pozisyonunu ayrı ayrı saptamak ve numara sırasına göre en son pozisyonda sınıflandırmak kolay olacak gibi görünmekle birlikte...;
Daha dikkatli bir arayış sonunda eşyanın bir tarife pozisyon metninde ismen geçtiğini tespit ediyor ve yukardaki uğraşlarımıza gerek kalmadığını görüyoruz:
FASIL 96
ÇEŞİTLİ MAMUL EŞYA
96.05 İnsanların tuvalet malzemesi olarak veya dikiş dikmekte veya elbise ve ayakkabılarını temizlemekte kullandıkları seyahat takımları:
Dolayısıyla eşyanın GYK 1`e göre sınıflandırılması gerektiğini tespit ediyoruz.
Sınıflandırma kararlarında GYK 3(b) ve 3(c) kullanılarak sınıflandıran eşya örnekleri çok sayıda mevcut olmakla birlikte, GYK 3(a) kullanılarak sınıflandırılan eşya sayıca azdır. GYK 3(a) kullanılarak sınıflandırılan eşyaların çoğunluğunu kimyasal maddeler oluşturmaktadır. Biz de burada GYK’nın hangisinin kullanılarak sınıflandırılabileceği tartışmalı bir eşyayı yorum farklılıklarına örnek olarak vereceğiz. Muhtemeldir ki okurlar da çok farklı yorumlarda bulunacaklardır. Fotoğraftaki eşyamız hem sandalye hem de merdiven olarak kullanılabilen birden fazla fonksiyonu olan bir eşya. İlginç olan ise eşyanın birden fazla pozisyonda sınıflandırılabileceğinin ilk bakışta hemen anlaşılamaması. Bununla birlikte eşyanın GYK 3 kullanılarak sınıflandırılması gerektiği fikrindeyiz. GYK 3’ün hangi şıkkı kullanılarak sınıflandırılacağı konusunda ise yorum farklılıkları ve tartışma olması gayet tabiidir.
Fotoğraf-4 Sandalye
Hem sandalye hem de merdiven olarak kullanılabilecek bu eşyanın tarife pozisyonu ne olabilir?
Öncelikle GYK 3(a) gereği eşyayı en özel şekilde tanımlayan pozisyonu tespit etmeye çalışalım.
Sandalye 94.01 tarife pozisyonunda yer almakta ve;
“Oturmaya mahsus mobilyalar” tanımının/nitelemesinin içinde yer almaktadır.
Fotoğraftaki eşyanın demir profil iskeletli olduğunu varsayarsak 73.26 tarife pozisyonunda sınıflandırılacak ve;
“Demir veya çelikten diğer eşya” tanımının/nitelemesinin içinde yer alacaktır.
Eşyanın alüminyum profil iskeletli olduğunu varsayarsak 76.16 tarife pozisyonunda sınıflandırılacak ve;
“Aluminyumdan diğer eşya” tanımının/nitelemesinin içinde yer alacaktır.
Eşyanın tamamen ahşaptan olduğunu varsayarsak 44.21 tarife pozisyonunda sınıflandırılacak ve;
“Ahşap diğer eşya” tanımının/nitelemesinin içinde yer alacaktır.
Yukardaki tanım ve nitelemeler içinde en özel/spesifik tanım elbette “Oturmaya mahsus mobilyalar” tanımı/nitelemesidir. Bu nedenle eşya 94.01 tarife pozisyonunda sınıflandırılmalıdır.
GYK 3(b) kullanılarak sınıflandırılan çok sayıda örnek sınıflandırma kararlarında bulunabilir.
Biz GYK 3(c)’ye bir örnek vereceğiz:
Kadınlar için her iki yüzü de giyilebilen panço kaban cinsi eşyanın bir yüzü %100 örgü yün, diğer yüzü ise %100 sentetik liflerden dokuma kumaştır. Eşya ilk bakışta iki veya daha fazla pozisyonda sınıflandırılabilecek bir eşyadır. GYK 1`e göre Pozisyon Metinleri, Bölüm ve Fasıl Notlarında da yer almamaktadır. Dolayısıyla GYK 3`e kadar bu eşyayı sınıflandıramıyoruz. Ancak eşyanın bir yüzü örme, diğer yüzüne eşit yüzü ise örülmemiş giyim eşyasıdır. Eşyanın her iki yüzü de eşittir. Bu durumda eşyayı en özel şekilde niteleyen GYK 3(a) ve eşyaya esas niteliğini veren GYK 3(b) yorum kuralları kullanılamaz.
GYK 3(c) kuralı ise:
"(c) (3-a) veya (3-b) kuralları uyarınca tarifedeki yeri saptanamayan eşya, her biri geçerli olabilecek pozisyonların numara sırasına göre sonuncusunda mütalaa edilecektir."
hükmünü içermektedir.
Örme giyim eşyası 61`inci fasılda, örülmemiş giyim eşyası ise 62`inci fasılda yer almaktadır. Dolayısıyla eşya GYK 3(c) kullanılarak daha sonda (ilerde) yer alan 62`inci fasılda sınıflandırılmalıdır.
GENEL YORUM KURALI 4
GYK 4’e örnek olarak verilebilecek eşya sınırlı. Göreve ilk başladığım 1994 yılında Gümrükler Genel Müdürlüğü Tarife Şubesinde görevli arkadaşlarla üzerinde tartıştığımız “Kağıt Sayma Makinası” isimli eşyayı en çok benzeyen eşya olan “Banknot sayma makinası”nın yer aldığı 84.72 tarife pozisyonunda sınıflandırmaya karar vermiştik.
Bir diğer örneğimiz:
Fotoğraf-5: Kriko
Aracın egzosundan çıkan gazla şişerek kriko görevi yapan bu eşyayı da en çok benzeyen eşya olarak 84.25 tarife pozisyonunda sınıflandırabiliriz.
GENEL YORUM KURALI 5
GYK 5(a)’da yer alan özel mahfazalar için çok sayıda örnek kural metninde de geçiyor, biz GYK 5(b)’de kastedilen eşyayı anlatacak bir fotoğraf ekleyeceğiz:
Fotoğraf-6 Paketleme Ambalajları
GENEL YORUM KURALI 6
Mantık ve matematiksel anlatım gücü tartışılmaz olan güzelim Türkçemizle bir metin nasıl en anlaşılamaz şekilde kaleme alınır örneği olan GYK 6 no’lu kural metniyle birlikte, mevzuatımızın büyük bir kısmının da yayınlanmadan önce Üniversitelerin semantik, linguistik ve filoloji uzmanlarına anlam bütünlüğü ve anlaşılırlığının incelenmesi için havale edilmesi gerektiği kanaatindeyiz.
GYK 6 metnini bu haliyle yorumlama ve şerh verme beni aşıyor ama patenti sevgili dostum Osman ERDOĞAN’a ait “teknik tire” kavramıyla anlaşılabileceğini ümit ediyor, kısa bir örnek vererek 6 no’lu yorum kuralının pratikteki karşılığını göstererek iş bu makaleyi sonlandırmak istiyorum.
GYK 6 no’lu kuralın uygulama pratiğinde öne çıkan husus “…aynı seviyedeki alt pozisyonların mukayese edilebilirliği…” ifadesidir. “Aynı seviyedeki” ifadesi her bir tirenin, tire sayısıyla birbiriyle aynı olanlarını ifade etmekte olup, pozisyonun altında yer alan teknik tire sayılarının aynı olanlarının öncelikli olarak karşılaştırılması, akabinde tercih edilecek alt pozisyonun altında bulunan yine eşit sayılı tireli alt pozisyonlarının birbiriyle kıyaslanması gerektiği ifade edilmektedir.
Örnek:
Mukayeseye konu pozisyon metni |
94.04 |
Şilte mesnetleri, yaylarla donatılmış veya gözenekli kauçuk ya da plastikten veya herhangi bir malzemeden dahili olarak donatılmış veya doldurulmuş yatak takımı eşyası ve benzeri eşya (şilteler, yorganlar, diz ve ayak örtüleri, yastıklar, puflar, baş yastıkları gibi) (kaplanmış olsun olmasın): |
Birincil mukayese satırı |
9404.10.00.00.00 |
- Şilte mesnetleri |
Birincil mukayese satırı |
|
- Şilteler: |
Şiltenin İkincil mukayese alt satırı |
9404.21 |
- - Gözenekli kauçuktan veya plastik maddelerden olanlar (kaplanmış olsun olmasın): |
|
9404.21.10.00.00 |
- - - Kauçuktan olanlar |
9404.21.90.00.00 |
- - - Plastik maddelerden olanlar |
|
Şiltenin İkincil mukayese alt satırı |
9404.29 |
- - Diğer maddelerden olanlar: |
|
9404.29.10.00.00 |
- - - Metal yaylı olanlar |
9404.29.90.00.00 |
- - - Diğerleri |
|
Birincil mukayese satırı |
9404.30.00.00.00 |
- Uyku tulumları |
Birincil mukayese satırı |
9404.90 |
- Diğerleri: |
Diğerlerinin İkincil mukayese alt satırı |
9404.90.10.00.00 |
- - Kuş tüyüyle doldurulmuş olanlar |
Diğerlerinin İkincil mukayese alt satırı |
9404.90.90.00.00 |
- - Diğerleri |
Bir diğer ifadeyle, tabloda da görüleceği üzere; 94.04 pozisyonu 4 adet bir tireli (–) (teknik tire) alt pozisyona sahiptir, eşyanın sınıflandırılmasında ilk önce bu dört alt pozisyon metinlerinin birbirine kıyaslanması yapılacaktır. Varsayalım “– Şilteler” tercih edildiğinde ikinci olarak şiltelerin 2 adet iki tireli (– –) (teknik tire) alt pozisyon olduğu görülecektir. Eşyanın hangi istatistik pozisyonunda sınıflandırılacağı süreci tamamlanana kadar aynı seviyedeki alt pozisyonların mukayese edilerek tercih edilmesine devam edilecektir.
Aralık 2018
Orhan EVİNTAN
Taşucu Gümrük Müdür Yardımcısı
Gümrük Külliyatı Soru Çözümlü Mevzuat Eğitimi Editörü
TİCARETİN KOLAYLAŞTIRILMASI VE GÜMRÜKLERDEKİ UYGULAMALARININ YAKIN TARİHİNE BİR BAKIŞ
TİCARETİN KOLAYLAŞTIRILMASI VE GÜMRÜKLERDEKİ UYGULAMALARININ YAKIN TARİHİNE BİR BAKIŞ
TİCARETİN KOLAYLAŞTIRILMASI VE GÜMRÜKLERDEKİ UYGULAMALARININ YAKIN TARİHİNE BİR BAKIŞ
Bu mesleğe ilk başladığım 1994’lerde çarşaf beyanname olarak adlandırdığımız beyannameler ile işlemler yürütülürdü. Böyle bir beyannamenin yazılması tek kalem ise yaklaşık 1 saat kadar sürerdi. Bu beyannameler 6-7 nüshasının arasına karbon kağıtlarının yerleştirilmesinden sonra kurşun kaleme benzer silinemeyen fakat kalemtıraşla açılabilen sabit kalemler ile doldurulurdu. Beyannameler doldurulurken yazıların alt nüshalara da çıkması için sabit kalemlere kuvvetlice bastırılarak yazılır bu da parmaklarda nasırlar oluşmasına neden olurdu. Beyannamelerin yazılması, tescil edilmesi muayene ve çıkış işlemleri saatlerce bazen günlerce sürerdi.. Hata yapma riskini yanı sıra işlem süreleri de oldukça uzundu. Ben çarşaf beyannamelerin son birkaç yılına yetişip manuel tahakkuk yapanlardan biriydim ve bir devri görmek anlamında da kendimi şanslı sayıyorum.
Avrupa Birliği ile tesis edilen Gümrük Birliği anlaşması ile birlikte AB’de kullanılan Tek idari Belge (Single Administrative Document) 1996 yılından itibaren ülkemizde de Gümrük Beyannamesi olarak kullanılmaya başlandı ve diğer tüm belgeler kullanımdan kaldırılarak otomasyona hız verildi. Gümrük Müsteşarlığı (Mülga) çağdaş bir gümrük idaresi yaratmak amacıyla, gümrük işlemlerinin bilgisayar ortamında yürütülmesine ilişkin olarak “Gümrük İdaresinin Modernizasyonu Projesi”ni (GİMOP) devreye sokarak; Bilgisayarlı Gümrük Etkinlikleri (BİLGE), Gümrük Veri Ambarı Sistemi (GÜVAS), Gümrük Kapıları Güvenlik Sistemi Projesi (GÜMSİS) ve Bilgisayarlı TIR-TRANSİT Sistemi, geliştirildi.
Bu kadar gelişme 1996-2001 yılları arasında hızlıca olunca ben de dahil olmak üzere Gümrük Müşavirliği mesleğindeki bir çok kişi kaygı duydu. Başta AHL Kargo Gümrük Müdürlüğü olmak üzere protestolar oldu. “Bilgisayar istemiyoruz“, “Ankara ekmeğimizle oynama “ şeklinde sloganlar günlerce atılsa da ne Ankara geri adım attı ne de kimse işinden oldu. Aksine saatlerce beklenilen tescil, muayene ve müdür muavini kuyrukları azaldı. Hem kamu hem özel sektör tarafında bir nebze de olsa rahatlamış insanlar işlerine daha fazla odaklanma fırsatı yakalamış oldu.
Resmin tamamına bakıldığında 1990’lı yılların ortalarına doğru tüm dünya ile birlikte ülkemiz de otomasyon ve teknolojiye evriliyordu ve evrilmeliydi de. Her ne kadar meslek kaygımız olsa da Ülkemiz ve Dış ticaretimiz için bu ilk adımların çok önemli katkıları oldu. Dış Ticaret istatistiklerimiz çok daha hızlı ve ekonomik bir şekilde işlendi ve karar vericilerin daha hızlı ve etkin karar vermesi sağlanmasıyla birlikte özel sektör ve Kamu tarafında dış ticaret maliyetlerinde düşüşler gözlendi.
2000‘li yıllarda BİLGE sisteminin iyice oturmasından ve herkesçe benimsenmesinden sonra Gümrüklerde basitleştirme ve kolaylaştırmalar hızla arttı. EDI (Elektronik Veri Değişim Sistemi) nin de devreye alınmasıyla birlikte; 10 yıllık periyotta Sarı ve Mavi hat gibi İthal veya İhraç ürünlerin daha az muayeneye tabi tutulduğu, Onaylanmış Kişi Statü Belgesi gibi basitleştirmeler ile daha da az denetim daha da az bilgi belge yaklaşımıyla gümrüklerdeki işlem süreleri oldukça kısaldı. Gümrüklerde riske göre denetim mantığı bu yıllardan sonra yerleşmeye başladı ve Dış Ticaretimiz büyürken doğru beyanda bulunan mükellefler daha az denetime tabi tutuldu. Kaçakçılık olaylarıyla daha etkin mücadele edildi.
2011 yılında Artan beyanname sayıları, büyüyen dış ticaret hacmi ve ihtiyaç duyulan yetişmiş denetim personel yetersizliği nedeniyle 5911 sayılı kanun ile “Kolay ticaret, Büyük Türkiye” sloganıyla Yetkilendirilmiş Yükümlü Statüsü Gümrük Kanunu’ndaki yerini aldı ve izlenebilir, güvenilir ve Mali Yeterliliğe sahip şirketlere Onaylanmış Kişi Statü Belgesinin çok üzerinde ilave kolaylaştırmalar ve daha da az denetim olanağı sağlandı. Ticaret Bakanlığının 21.05.2014 tarihinde yayınladığı Gümrük İşlemlerinin Kolaylaştırılması Yönetmeliği ile de son şeklini aldı. Bu yönetmeliğin bazı kısımları henüz uygulamaya geçmemiş olmasına rağmen ileride geçecek olması ve beyanını doğruluk ve dürüstlükle yapan mükelleflerin daha da az denetime tabi tutulup işlemlerinin daha da kolaylaştırılacak olması ticaret erbabı arasında mutluluk ve heyecan yarattı.
Azaltılmış bilgilerden oluşan özet beyan verebilme, daha az ve öncelikli denetime tabi tutulma, eksik belgeyle beyanda bulunabilme, kısmi teminat, taşıt üstü işlemlerinde dahi yeşil hat uygulaması gibi bilgi ve belge anlamında kolaylaştırmalar ile doğrudan üretim tesislerine ithalat diyebileceğimiz “ yerinde ithalat” ve doğrudan üretim tesislerinden yurtdışına eşya ihracatını öngören “yerinde ihracat“ uygulamaları, izinli alıcı ve gönderici ile götürü teminat uygulamaları ile de adeta yeni bir döneme geçilmiş tüm gümrük rejimlerine kolaylaştırma yaygınlaştırılmış oldu.
Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikasının (YYS) görülmeyen bir avantajı ise, YYS sahibi şirketlerden istenilen yıllık faaliyet raporları ile bir yıl boyunca sundukları beyannamelerin kendileri tarafından kontrol edilerek, kontrol sonuçlarının Faaliyet Raporu olarak Bölge Müdürlükleri’ne raporlanmasının şirketlerde otokontrol mantığının yerleşmesi anlamında katkıları oldu. YYS sahibi şirketler yaptıkları hataları görerek, Gümrük Kanunu 234/3‘e göre %10 nispetinde indirimli olarak ödeyerek hem maliyet avantajı sağladı hem de mevzuat ve doğru beyanda bulunma kabiliyetlerini geliştirmelerine katkılar sağladı.
Tabidir ki 1998 yılında olduğu gibi Dış ticaret işlemlerinin kolaylaştıkça Gümrük beyanında bulunacak Özel Sektör çalışanlarına ihtiyacın azalacağı dolayısıyla meslek mensuplarının değerinin azalacağı gibi bir görüş halen varlığını korusa da her yenilik kendi çevresinde yeni iş sahaları açtı.
Mesleğe ilk başladığımda ithalat işlemleri için süreç adımları; 1995’lerde 10 aşamadan oluşuyordu. 2000’li yıllarda Bilge ve EDİ entegrasyonları ile 5‘e kadar düştü. 2010‘lu yıllarda ise Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası ile sağlanan kolaylaştırmalardan sonra ise bazı işlemlerde 2 aşamaya kadar düşürüldü. Örneğin; YYS sahibi, Götürü teminat kapsamında yetkili bir şirketseniz ve Dahilde İşleme İzin Belgesi kapsamında bir eşya için beyanname verdiğinizde tescil-hat bildir yaptıktan sonra limanlardan doğrudan mallarını alabilecek durumdalar. İleriki yıllarda Liman Takip Sistemi entegrasyonunun devamı ile artık limana da çıkış işlemleri için gitmeye gerek kalmayacağını umut ediyorum.
Yazımızı da şöyle bir toparlamak gerekirse; 1995’lerden bu güne meslek hayatım boyunca gözlemlediğim hep Dış Ticaretimizin dünyaya paralel olarak büyüyüp geliştiği , beyanname sayılarında sürekli bir artış olduğu aynı zamanda Gümrük işlemlerinin de sürekli kolaylaştığıdır. Yapılan kolaylaştırmalar, dijitalleşme, tek pencerede hızlı devam eden bir entegrasyon süreci ; ülke olarak , hem Gümrük işlem hızımızda hem de maliyetlerimizin azaltılmasında büyük katkılar sağlamaktadır. Yazımda da özetle anlattığım üzere ülkemiz Gümrük tarafında ortalama her 10 yılda bir ileriye doğru adım atmaktadır. Ülkemizin 2023 hedefleri ile birlikte 2020-2021 aralığında dijitalleşmede de hızlı adımları heyecanla bekliyoruz. Bu zorlu süreçte Mesleki olarak gelecekten kaygı duymamalıyız. Unutmamalıyız ki okuduğumuz, kendimizi geliştirdiğimiz, yeniliklere açık olduğumuz, yeni fikirlerden ve yaklaşımlardan korkmadığımız sürece asla yok olmayız. Bütün bu basitleştirme, kolaylaştırma, otomasyon projelerinin Gümrüklere kazandırılması sürecinde emeği geçen ve birçoğu Bakanlıktan ayrılmışsa da Gümrük Camiası içinde yer alan, bir kısmı da fırsat verilince yeni projeler üreteceğini bildiğimiz yenilikçi, çözüm odaklı öncülere teşekkürü bir borç biliriz.
Kemal Özkan
Yetkilendirilmiş Gümrük Müşaviri
Lojistik Stratejisi Açısından Özel Antrepoların Önemi
Lojistik Stratejisi Açısından Özel Antrepoların Önemi
Lojistik Stratejisi Açısından Özel Antrepoların Önemi
Genel antrepolar, Kullanıcısı ile işleticisi farklı olan, bir yatırım izni gerektiren ve herkesin eşyasını koyabildiği gümrüklü sahalardır. Ülkemizde karayolu taşımacılığında kullanıldığı gibi Deniz yolu ile gelen konteynırlar için de liman maliyetlerini azaltmak amacıyla Genel Antrepolara transit edilerek sıklıkla kullanılmaktadır. Lojistik aksiyon almak , elleçleme yapmak , düşümlü ithalat gibi işlemler bu tip yerlerde limanlara göre daha kolaydır ve eşyanın kalış süresi sınırsızdır. Kendine ait Özel Antreposu olmayan küçük ve orta ölçekli birçok işletme Avrupa’dan karayoluyla gelen veya Uzakdoğu’dan deniz yoluyla gelen eşyalarını limanda bekletmeksizin aktararak Genel Antrepoları sıklıkla kullanmaktadır.
Her Uluslararası nakliyecinin anlaşmalı olduğu bir Genel Antrepo vardır. Bu genel antrepoların kullanıcılara uygulayacağı fiyat tarifesi piyasanın çok üzerinde olabilir. Düşük navlun bedeli ödediğinizi düşünüp yüksek ardiye maliyetleri ile karşılaşabilirsiniz. Bir de size gönderilen eşyayı taşıyan uluslararası nakliyeci şirketin anlaşmış olduğu Genel Antrepo lokasyon olarak işletmenize oldukça uzak olabilir. Tüm gümrük işlemleri biten eşyayı işletmenize taşımak için bazen uluslararası nakliye ücretinden çok daha fazla iç nakliye ücreti ödemek zorunda kalınabilir. Maliyetlere doğrudan etki eden bu konularda dikkatli ve özenli olmak önemlidir.
Genel Antrepo tarafında bu şekildeyken öte yandan birçok işletmenin henüz farkına varmadığı, ismini dahi çok fazla duymadığı Özel Antrepolar vardır. Özel Antrepoların kendi içlerinde C, D ve E tipi olmasına karşın en yaygın olanı C tipi antrepolardan biraz bahsetmekte fayda görüyorum.
C Tipi antrepolar; kullanıcısı ve işleticisi aynı olan antrepolardır. İşletmesi ile aynı bina veya tesiste olma zorunluluğu yoktur. Kiralık bir depoya da kurulabilir. Kira ve ekipman maliyeti haricinde ilk kurulum maliyeti (YGM ve Devlete ödenen harçlar dahil) günümüz rakamlarıyla yıllık 180.000 TL civarında olmakla birlikte bunu ay ortalaması şeklinde 15.000 diye düşünebiliriz. İlk yatırım maliyetini hesaba katmazsak 15.000 TL üzerinde aylık ardiye ödeyen her işletme için avantajlı bir lojistik çözüm olarak da düşünülebilir.
C tipi bir özel antrepo kurmanın avantajlarına özetle değinmek de gerekir ise;
- Ardiye bedeli ödemeyeceğiniz için size stoklu çalışma olanağı sağlar ve olası fiyat değişimlerinden en az düzeyde etkilenmenize olanak sağlar,
- İşletmenizin hemen yanı başında gümrüklü bir deponuz olacağı için ve yurtdışından gelen her gönderiyi burada tutacağınızdan Yurtdışı ödemelerini eşyaya ihtiyaç duyduğunuzda yapabilir Finansal kazanç sağlayabilirsiniz,
- Yine aynı şekilde son yıllarda hayatımıza giren yüksek İlave Gümrük Vergileri nedeniyle Gümrük vergileri ve diğer mali yükleri eşyaya ihtiyaç duyduğunuzda öder yine rakip şirketlere göre finansman avantajı sağlarsınız,
- İşletmenize yakın olduğu için İç nakliye masrafı oluşmaz,
- Lojistik operasyon açısından hızlı ve pratiktir bu yüzden lojistik stratejisi bakımından kritiktir
- Mesai saatleri içerisinde işlemi biten bir eşyanın çıkış işlemleri için mesai ödemez bir mesai saatine bağlı kalmazsınız
Özetle genel antrepolar herkes tarafından kullanılan özel antrepolar ise şirketlere ait gümrüklü sahalar olup birçok hesaplanabilen ve hesaplanamayan avantajları vardır.
Özel Antrepo açmak çok zor değildir. Planlı bir şekilde işlem adımları izlenerek kolaylıkla kurulabilir. İlk yatırımın yapılmasından (Raf ve Kamera sistemleri ile zorunlu diğer fiziki gereklilikler) sonra bir aksilik çıkmaması durumunda 6 ay ortalama sürede açılıp işletilebilir.
Öncelikle Antreponun fiziksel koşulları hazırlanır. Antrepodan dışarıya izinsiz eşya çıkarılmasına imkân vermeyecek gerekli fiziki düzenlemelerin yapılmış olması, Antrepo olarak kullanılacak kapalı ve/veya açık alanların birbiri ile doğrudan irtibatının bulunması, Antrepo olarak kullanılan alanların gümrük memurlarınca ve yetkilendirilmiş gümrük müşavirlerince içeriden ve dışarıdan kontrolünün kolaylıkla yapılmasına elverişli olması gibi Gümrük Yönetmeliği Ek-80 de belirtilen fiziksel koşulların karşılanması gerekmektedir.
Önemli olan bir diğer konu da Teminat konusudur. Hazine vergi alacaklarını garanti altına almak için Genel ve Özel antrepolardan Teminat almaktadır. 2020 yılı sonuna kadar teminat konusu tüm antrepo tipleri için önemli bir sorundu. Gümrük sistemi verilen her Antrepo beyannamesi için Teminat bakiyesinden düşüm yapmakta, İthalat beyannameleri ile vergiler tahsil edildikçe düşülen miktarlar mevcut teminata ilave edilmekteydi. Bu yöntemde Zaman zaman Antrepo girişlerinde antrepo doluluğuna ve stok devir hızına bağlı olarak limit sorunları yaşanmaktaydı. 2021 yılında Götürü teminat sistemine geçildi ve limit sorunları da böylelikle aşılmış oldu. 1.000 m² veya 2.000 m³’e kadar olanlar için 1.000.000 TL, 1.000 m²’den sonraki her 1.000 m² için 500.000 TL Götürü Teminat ile sistem tıkanıklarının da önüne geçilerek hazine hakları garanti altına alınmış oldu.
İlk başta maliyetli ve meşakkatli görünmesine karşın ithalat işlemi yapan ve belli bir düzeyde ardiye ödemek zorunda olan işletmeler için hem maliyet düşürmek için hem de stratejik lojistik bir gereklilik olarak C Tipi Özel antrepolar vazgeçilmez bir unsur olacağını düşünmekteyim.
Kemal Özkan
Yetkilendirilmiş Gümrük Müşaviri