TİCARETİN KOLAYLAŞTIRILMASI VE GÜMRÜKLERDEKİ UYGULAMALARININ YAKIN TARİHİNE BİR BAKIŞ
Bu mesleğe ilk başladığım 1994’lerde çarşaf beyanname olarak adlandırdığımız beyannameler ile işlemler yürütülürdü. Böyle bir beyannamenin yazılması tek kalem ise yaklaşık 1 saat kadar sürerdi. Bu beyannameler 6-7 nüshasının arasına karbon kağıtlarının yerleştirilmesinden sonra kurşun kaleme benzer silinemeyen fakat kalemtıraşla açılabilen sabit kalemler ile doldurulurdu. Beyannameler doldurulurken yazıların alt nüshalara da çıkması için sabit kalemlere kuvvetlice bastırılarak yazılır bu da parmaklarda nasırlar oluşmasına neden olurdu. Beyannamelerin yazılması, tescil edilmesi muayene ve çıkış işlemleri saatlerce bazen günlerce sürerdi.. Hata yapma riskini yanı sıra işlem süreleri de oldukça uzundu. Ben çarşaf beyannamelerin son birkaç yılına yetişip manuel tahakkuk yapanlardan biriydim ve bir devri görmek anlamında da kendimi şanslı sayıyorum.
Avrupa Birliği ile tesis edilen Gümrük Birliği anlaşması ile birlikte AB’de kullanılan Tek idari Belge (Single Administrative Document) 1996 yılından itibaren ülkemizde de Gümrük Beyannamesi olarak kullanılmaya başlandı ve diğer tüm belgeler kullanımdan kaldırılarak otomasyona hız verildi. Gümrük Müsteşarlığı (Mülga) çağdaş bir gümrük idaresi yaratmak amacıyla, gümrük işlemlerinin bilgisayar ortamında yürütülmesine ilişkin olarak “Gümrük İdaresinin Modernizasyonu Projesi”ni (GİMOP) devreye sokarak; Bilgisayarlı Gümrük Etkinlikleri (BİLGE), Gümrük Veri Ambarı Sistemi (GÜVAS), Gümrük Kapıları Güvenlik Sistemi Projesi (GÜMSİS) ve Bilgisayarlı TIR-TRANSİT Sistemi, geliştirildi.
Bu kadar gelişme 1996-2001 yılları arasında hızlıca olunca ben de dahil olmak üzere Gümrük Müşavirliği mesleğindeki bir çok kişi kaygı duydu. Başta AHL Kargo Gümrük Müdürlüğü olmak üzere protestolar oldu. “Bilgisayar istemiyoruz“, “Ankara ekmeğimizle oynama “ şeklinde sloganlar günlerce atılsa da ne Ankara geri adım attı ne de kimse işinden oldu. Aksine saatlerce beklenilen tescil, muayene ve müdür muavini kuyrukları azaldı. Hem kamu hem özel sektör tarafında bir nebze de olsa rahatlamış insanlar işlerine daha fazla odaklanma fırsatı yakalamış oldu.
Resmin tamamına bakıldığında 1990’lı yılların ortalarına doğru tüm dünya ile birlikte ülkemiz de otomasyon ve teknolojiye evriliyordu ve evrilmeliydi de. Her ne kadar meslek kaygımız olsa da Ülkemiz ve Dış ticaretimiz için bu ilk adımların çok önemli katkıları oldu. Dış Ticaret istatistiklerimiz çok daha hızlı ve ekonomik bir şekilde işlendi ve karar vericilerin daha hızlı ve etkin karar vermesi sağlanmasıyla birlikte özel sektör ve Kamu tarafında dış ticaret maliyetlerinde düşüşler gözlendi.
2000‘li yıllarda BİLGE sisteminin iyice oturmasından ve herkesçe benimsenmesinden sonra Gümrüklerde basitleştirme ve kolaylaştırmalar hızla arttı. EDI (Elektronik Veri Değişim Sistemi) nin de devreye alınmasıyla birlikte; 10 yıllık periyotta Sarı ve Mavi hat gibi İthal veya İhraç ürünlerin daha az muayeneye tabi tutulduğu, Onaylanmış Kişi Statü Belgesi gibi basitleştirmeler ile daha da az denetim daha da az bilgi belge yaklaşımıyla gümrüklerdeki işlem süreleri oldukça kısaldı. Gümrüklerde riske göre denetim mantığı bu yıllardan sonra yerleşmeye başladı ve Dış Ticaretimiz büyürken doğru beyanda bulunan mükellefler daha az denetime tabi tutuldu. Kaçakçılık olaylarıyla daha etkin mücadele edildi.
2011 yılında Artan beyanname sayıları, büyüyen dış ticaret hacmi ve ihtiyaç duyulan yetişmiş denetim personel yetersizliği nedeniyle 5911 sayılı kanun ile “Kolay ticaret, Büyük Türkiye” sloganıyla Yetkilendirilmiş Yükümlü Statüsü Gümrük Kanunu’ndaki yerini aldı ve izlenebilir, güvenilir ve Mali Yeterliliğe sahip şirketlere Onaylanmış Kişi Statü Belgesinin çok üzerinde ilave kolaylaştırmalar ve daha da az denetim olanağı sağlandı. Ticaret Bakanlığının 21.05.2014 tarihinde yayınladığı Gümrük İşlemlerinin Kolaylaştırılması Yönetmeliği ile de son şeklini aldı. Bu yönetmeliğin bazı kısımları henüz uygulamaya geçmemiş olmasına rağmen ileride geçecek olması ve beyanını doğruluk ve dürüstlükle yapan mükelleflerin daha da az denetime tabi tutulup işlemlerinin daha da kolaylaştırılacak olması ticaret erbabı arasında mutluluk ve heyecan yarattı.
Azaltılmış bilgilerden oluşan özet beyan verebilme, daha az ve öncelikli denetime tabi tutulma, eksik belgeyle beyanda bulunabilme, kısmi teminat, taşıt üstü işlemlerinde dahi yeşil hat uygulaması gibi bilgi ve belge anlamında kolaylaştırmalar ile doğrudan üretim tesislerine ithalat diyebileceğimiz “ yerinde ithalat” ve doğrudan üretim tesislerinden yurtdışına eşya ihracatını öngören “yerinde ihracat“ uygulamaları, izinli alıcı ve gönderici ile götürü teminat uygulamaları ile de adeta yeni bir döneme geçilmiş tüm gümrük rejimlerine kolaylaştırma yaygınlaştırılmış oldu.
Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikasının (YYS) görülmeyen bir avantajı ise, YYS sahibi şirketlerden istenilen yıllık faaliyet raporları ile bir yıl boyunca sundukları beyannamelerin kendileri tarafından kontrol edilerek, kontrol sonuçlarının Faaliyet Raporu olarak Bölge Müdürlükleri’ne raporlanmasının şirketlerde otokontrol mantığının yerleşmesi anlamında katkıları oldu. YYS sahibi şirketler yaptıkları hataları görerek, Gümrük Kanunu 234/3‘e göre %10 nispetinde indirimli olarak ödeyerek hem maliyet avantajı sağladı hem de mevzuat ve doğru beyanda bulunma kabiliyetlerini geliştirmelerine katkılar sağladı.
Tabidir ki 1998 yılında olduğu gibi Dış ticaret işlemlerinin kolaylaştıkça Gümrük beyanında bulunacak Özel Sektör çalışanlarına ihtiyacın azalacağı dolayısıyla meslek mensuplarının değerinin azalacağı gibi bir görüş halen varlığını korusa da her yenilik kendi çevresinde yeni iş sahaları açtı.
Mesleğe ilk başladığımda ithalat işlemleri için süreç adımları; 1995’lerde 10 aşamadan oluşuyordu. 2000’li yıllarda Bilge ve EDİ entegrasyonları ile 5‘e kadar düştü. 2010‘lu yıllarda ise Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası ile sağlanan kolaylaştırmalardan sonra ise bazı işlemlerde 2 aşamaya kadar düşürüldü. Örneğin; YYS sahibi, Götürü teminat kapsamında yetkili bir şirketseniz ve Dahilde İşleme İzin Belgesi kapsamında bir eşya için beyanname verdiğinizde tescil-hat bildir yaptıktan sonra limanlardan doğrudan mallarını alabilecek durumdalar. İleriki yıllarda Liman Takip Sistemi entegrasyonunun devamı ile artık limana da çıkış işlemleri için gitmeye gerek kalmayacağını umut ediyorum.
Yazımızı da şöyle bir toparlamak gerekirse; 1995’lerden bu güne meslek hayatım boyunca gözlemlediğim hep Dış Ticaretimizin dünyaya paralel olarak büyüyüp geliştiği , beyanname sayılarında sürekli bir artış olduğu aynı zamanda Gümrük işlemlerinin de sürekli kolaylaştığıdır. Yapılan kolaylaştırmalar, dijitalleşme, tek pencerede hızlı devam eden bir entegrasyon süreci ; ülke olarak , hem Gümrük işlem hızımızda hem de maliyetlerimizin azaltılmasında büyük katkılar sağlamaktadır. Yazımda da özetle anlattığım üzere ülkemiz Gümrük tarafında ortalama her 10 yılda bir ileriye doğru adım atmaktadır. Ülkemizin 2023 hedefleri ile birlikte 2020-2021 aralığında dijitalleşmede de hızlı adımları heyecanla bekliyoruz. Bu zorlu süreçte Mesleki olarak gelecekten kaygı duymamalıyız. Unutmamalıyız ki okuduğumuz, kendimizi geliştirdiğimiz, yeniliklere açık olduğumuz, yeni fikirlerden ve yaklaşımlardan korkmadığımız sürece asla yok olmayız. Bütün bu basitleştirme, kolaylaştırma, otomasyon projelerinin Gümrüklere kazandırılması sürecinde emeği geçen ve birçoğu Bakanlıktan ayrılmışsa da Gümrük Camiası içinde yer alan, bir kısmı da fırsat verilince yeni projeler üreteceğini bildiğimiz yenilikçi, çözüm odaklı öncülere teşekkürü bir borç biliriz.
Kemal Özkan
Yetkilendirilmiş Gümrük Müşaviri